Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler Ansiad’ın Konuğu Oldu
|Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2024 yılı faaliyet dönemi 17. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. “İklim Krizi ve Enerji Dönüşümü” konu başlığı ile 24 Aralık 2024 Salı günü Sunis Otel Su’da gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kıvanç Zaimler, küresel enerji trendlerine ve Türkiye’nin enerji dönüşümü hedeflerine değindi.
Toplantı başkanlığını, ANSİAD Üyesi & Veritel İletişim Sistemleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özekici’nin yapmış olduğu ANSİAD 2024 yılı faaliyet dönemi 17. ve son Olağan Toplantısı’nın konuğu Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler oldu. “Enerji Dönüşümü ve Geleceğin Stratejileri” konu başlığıyla 24 Aralık 2024 tarihinde Sunis Otel Su’da gerçekleştirilen toplantıya, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, Antalya Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanı Melike Kireçcibaşı, ANSİAD üyeleri ve basın mensupları katılım sağladı.
“Birinci önceliğim memlekete hizmet etmek”
Konuşmasına enerji arz güvenliği, maliyet dengesi ve sürdürülebilir enerji politikalarının önemine vurgu yaparak başlayan Zaimler; “Ben Türkiye’de okumuş, büyümüş bu ülkenin topraklarında yetişmiş, bu ülkeye aşık birisiyim. Profesyonel kariyerim, Sabancı Holding’de devam ediyor fakat birinci önceliğim memlekete hizmet etmek. Bildiğim konu da enerji. Türkiye’nin uluslararası piyasalarda, uluslararası platformlarda enerji dönüşümü konusundaki sözcülerinden bir tanesi olmaya çalışıyorum. Çünkü enerji dönüşümünde gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasında ciddi adaletsizlikler var. Şimdi iktisatçılar bilir. Trilemma diye bir tabir var. Esasında iktisattan gelen bu terim, imkânsız üçlü olarak tabir ediliyor. Benim de üyesi olduğum Dünya Enerji Konseyi bunu her sene ölçer. Ülkeleri sıralar. Birincisi, enerjide arz güvenliğini sağlayacaksınız. Yani vatandaşınızı, sanayicinizi, ticarethanenizi asla enerjisiz, o istediği anda enerjisiz bırakmayacaksınız. İkincisi bunun maliyetini doğru seviyede sağlayacaksınız. Üçüncüsü, temiz olacak. Şimdi hangi denkleme koyarsanız koyun, bugün Türkiye için en ucuz elektrik kaynağı, güneş, sonra yerli kömür, linyit, işte orada iklime takılıyoruz. Arz güvenliğini sağlamanın en iyi yolu, doğalgaz, kısmen iklime takıldık ama maliyeti daha yüksek. Yani bu üçü, hiçbir zaman maksimize edilemiyor. Ancak optimize edilebiliyor. Hepsinde de ülkelerin puanları farklı farklı yerlerde. Her ülke olabildiğince enerjide arz güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Bunu vatandaşının, sanayicisinin ödeyebileceği bir maliyette gerçekleştirmek istiyor. Ve bunu da temiz yapmak istiyor. Bugün bütün karar vericilerin, politikacıların, siyasetçilerin, ajandasında da bu vardır. Arz güvenliği, maliyet ve iklim, bütün ülkelerin ilk iki sırasında oldu. Bütün anlatacaklarımı esasında bunun üzerinden dinleyebilirsiniz” dedi.
“Türkiye ihracat stratejilerini değiştirmek zorunda kalacak”
Türkiye’nin ticaret rotalarının yeniden şekillendirmesi gerektiğini belirten Zaimler; “Bugün dünyadaki en önemli konular neler dediğim zaman iklim değişikliğini söylüyorsunuz. Ben buna bununla beraber gelen, tarım, gıda ve suyu da ekliyorum. Ticarette muazzam bir artan korumacılık var. Bununla birlikte jeostratejik olarak rekabet ve korumacılığı görüyoruz. Yaşlanan bir dünya nüfusu var. Dönüştürücü ve yıkıcı teknolojiler geliyor. Bir de bugün dünyanın ekolojisine baktığımız zaman muazzam bir borçluluk var. Buna daha çok ticaretteki korumacılıkla bakarsak, bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde seçimlerden sonra Trump’ın gelişini beklerken, Çin’e yüzde altmış ilave tarife getirilmesi, diğer ülkelere yüzde on ilave, Amerika’nın kendi içinde vergi indirimleri, göçmenlerin sınır dışı edilmesi, enflasyon artışı, yüksek faiz, yüksek bütçe açığı derken büyüme yavaşlayacak.
Yavaşlayan bir dünyada Çin’in de ihracatta rota değiştirmesi gerekiyor. Ticaret savaşlarını hızlandırıp iklim mücadelesini yavaşlatacak bir trend bu. Beraberinde bu iklim değişikliğine olan mücadele yavaşladığı zaman küresel ekonomide de bir tehdit oluşuyor. Peki bu Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Türkiye ihracat stratejileri değiştirmek zorunda kalacak. Yani bizim serbest ticaret anlaşması yaptığımız ülkelerle, gümrük birliği içinde olduğumuz ülkelerle ticaretimizin dışında, başka yerlere bakmamız gerekecek. Bölgesel entegrasyon çok önemli. Belki artık Güney Afrika’yı içine alan Londra’dan, Afrika’nın güneyinden, Asya’ya giden bir alanı ticaret bölgemiz yapacağız” şeklinde konuştu.
“Bu kadar karışık ticari savaşların olduğu yerde Türkiye için bir şans var”
Zaimler, Türkiye’nin coğrafi ve stratejik konumunun enerji ticareti ve lojistiği açısından önemli avantajlar sunduğunu ifade ederek, Türkiye’nin doğru stratejiler ve güçlü bir koordinasyonla, Avrupa ve Asya pazarları arasında bir enerji köprüsü olma potansiyeline sahip olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti; “Bir şansımız var, bizim borçluluğumuz şu an gelişmekte olan ülkelere ve dünya ortalamasına göre alt sıralarda yer alıyor. Bunu bir kaldıraç olarak kullanabiliriz. Nüfusumuz hala genç sayılır ama biraz cepten yiyoruz. Avrupa’ya ve dünyanın geri kısmına göre. Ama nüfusumuzdaki o genç medyan yaşta büyüyor. Harekete geçirebilecek bir nüfus var. Kadın nüfusu. Şu an Türkiye’de devreye girmemiş. Bütün gelişmekte olan ülkelere baktığımızda muazzam bir potansiyel var. İngiltere’de Oxford’un yaptığı yapay zekâ hazırlık endeksi diye bir inovasyon endeksi var. Bunlar bir takım bilimsel çalışmalarda da gündeme gelmiş. Bu araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye iyi durumda. Şimdi bu perspektiften baktığımda, Türkiye için bu kadar karışık ticari savaşların olduğu yerde, bir şans var”
“Enerji teknolojilerinin yarattığı pazar büyüklüğü, dünyadaki petrol pazarını yakalamak üzere”
Enerji dönüşümünün, sadece bir strateji değil; aynı zamanda ekonomik kalkınma ve toplumsal refah için bir gereklilik olduğunu vurgulayan Zaimler; “Enerji trendleri nereye gidiyor? Üç tane enerji trendinden bahsetmek istiyorum. Birincisi petrol, doğalgaz, ikincisi bir çağ dönüşümü, üçüncüsü de teknolojik dönüşüm. Piyasalara baktığınız zaman bugün petrol en önemli emtia. İkinci konu çağ dönüşümü, Dünyada elektrik çağı başlamış durumda. 10 yıldaki enerji talebi, dünyadaki toplam enerji talebinin (petrol, doğalgaz, kömür) iki katı arttı. Yapay zekâ ve veri merkezleri, 7-24 elektrik bekliyorlar. Dolayısıyla her şey elektrikli. Dolayısıyla muazzam bir elektrifikasyon geliyor. Bu elektriği karşılamak için de %85 yenilenebilir enerji kullanılıyor, %5’i nükleer, %10’u da konvansiyonel. Üçüncüsü teknolojik dönüşüm, Güneş panelleri ve Rüzgâr türbinlerinin ham maddesi Çin. Bütün teknolojik dönüşümlerin hep odağında da Çin var. Ve bugün bütün bu bahsettiğimiz bu teknolojilere, iklim ve enerji teknolojileri veyahut da ileri enerji teknolojileri deniyor. Bunların yarattığı pazar büyüklüğü, bugün dünyadaki petrol pazarını yakalamak üzere. Bizim de Amerika’da yatırımlarımız var. Yakından takip ediyoruz. Muazzam şekilde iklim teknolojilerinden, füzyonundan, yerin altındaki jeotermalden yepyeni enerji türleri, çözümleri üretmeye paralar harcanıyor. Milyarlarca dolarlar. Hatta trilyon dolar diyebilirim. Hindistan bu konuda iyi. Avrupa, Avrupa şu an gözüken bu ticaret savaşlarının kaybedeni.” dedi ve ekledi. “Bunu yakından takip etmemiz gerekiyor. Hangi hükümetin nereleri destekleyeceği, kimlere fon vereceği, bu yeni enerji dönüşümünde, iklim dönüşümünde hangi ülkelerle yol arkadaşlığı yapacağı çok çok önemli”
“Bugün, Avrupa’daki en büyük yenilenebilir enerji potansiyellerinden bir tanesiyiz”
Türkiye’nin, yenilenebilir enerji kapasitesini artırarak ve teknolojik dönüşüme odaklanarak yenilenebilir enerji alanında lider ülkelerden biri olabileceğinin altını çizen Zaimler, “Azalan enerji fiyatları, azalması beklenen arz-talep dengesinde kazanmak zorunda olan bir Avrupa’nın kalkınması için jeopolitik anlamda Türkiye çok avantajlı bir konumda. Ne yapması lazım? İşte o 2035 için koyduğu yol haritasını iyi bir şekilde uygulaması lazım. Nitekim 21 Ekim’de Türkiye bu planı açıkladı. Bu plan gerçekten muazzam bir plan. Bu plan toplantının başında bahsettiğim trilemmanın bütün öğelerini barındırıyor.
Piyasada reformları yapmamız lazım. Karbon piyasası çalışması lazım. Enerjide merkez ülke olmak istiyorsak o piyasayı mutlaka çalıştırmamız lazım. Enerji verimliği, dijitalleşme, nükleer, hidrojen, yeni teknolojiler, kritik madenler, depolama ve kurumsal yeniden yapılanma. Bunu dediğimiz zaman eyvah diyorlar ülkedeki her şeyi satacaksınız diyorlar, bence değil, Türk Hava Yolları örneği var. Türkiye’nin en iyi profesyonelleriyle Avrupa standartlarında, dünya standartlarında çalışması lazım. Türkiye bu kalkınmayı yaparsa, önümüzdeki 10-15 senede muazzam bir dönüşüm yakalayabilir. Ümidim var mı derseniz, ümitsiz değilim derim. Ama gerçekten iyi bir koordinasyon şart” dedi.
Toplantının interaktif bölümünde katılımcılar, Türkiye’nin 2025 enerji hedefleri, yenilenebilir enerji yatırımları, hidrojen enerjisi, nükleer enerji ve sanayide enerji verimliliği konularında sorular yönelttiler. Zaimler, enerji politikalarının sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için kamu-özel sektör iş birliğinin ve finansal planlamanın kritik olduğunu ifade etti.
“ANSİAD 17. Olağan Toplantısı” soru cevapların ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, toplantının başkanlığını yapan, ANSİAD Üyesi & Veritel İletişim Sistemleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özekici ile konuğumuz Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler’e Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdiminin ardından sona erdi.