REÇETE; DİJİTAL ve ÇEVRECİ DÖNÜŞÜM
|Davut Çetin Antalya Ticaret Platformu’nun Konuğu Oldu
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Antalya Ticaret Platformu’nun konuğu oldu. Oda çalışmalarının yanı sıra, ekonomi ve kent gündemine yönelik değerlendirmelerde bulunan Davut Çetin, ATİP üyelerinin sorularını da yanıtladı.
ATİP üyelerine hayata geçirdikleri yeni oluşum için teşekkür eden Davut Çetin, “Antalya için değer yaratmak için yola çıkıyorsunuz ve bunu da gönüllülük esasıyla yapıyorsunuz. Bizler iş insanları olarak para kazandığımız, yaşamımızı sürdürdüğümüz şehre karşı da sorumluluklara sahibiz. Bu sorumluluğu benimsemiş, kenti için değer yaratma sevdasında olan böyle bir ekiple bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum” dedi.
YEREL EKONOMİ VE ANTALYA
Türkiye ekonomisiyle Antalya ekonomisinin sorunlarının benzer olduğuna dikkat çeken Davut Çetin Antalya ekonomisinin güçlü yanlarını şöyle sıraladı;
“Antalya’da bardağın dolu tarafına bakarsak; Avrupa’dan Ortadoğu’ya rakipsiz bir coğrafyamız, otellerimiz var. Tarımda büyük bir yatırım hamlesi var, ilimizin 18 araştırma merkezinin 10’u tarım-tohum firması. İhracatımızın 1-2 yıl içinde 2 milyar dolara çıkacağını düşünüyorum. Serbest bölgede insansız denizaltı yapan ARES gibi güçlü firmalarımız öne çıkmaya başladı. Yabancı ilgisi konut yatırımı başta olmak üzere artıyor. Genellikle yılda 50-60 bin civarında olan konut satışının 6-7 bini yabancıya satış. Konut fiyat artışında Türkiye’de ön sıradayız. Eskiden turizm çalışanı Antalya’ya göç ederdi, şimdi göçün niteliği biraz değişmeye başladı, İstanbul’dan beyaz yakalı göçü de az da olsa başladı.
Öte yandan Antalya’da bardağın boş tarafında da maalesef çok şey var: Kent birlikteliği zayıf. Bazı şehirler sanayi, bazı şehirler ticaret şehirleridir. Antalya ise sanayi kenti değil, ticaret kenti değil, turizm kenti değil. Antalya inşaatla büyüyen bir kent oldu. Turizm şehirden kopuk. İmar rantı ve hızlı göç Antalya’da ticaret kültürünün, markalaşmanın gelişmesini önledi. İş insanları olarak kente kazandırmadan önce kendimiz kentten kazanmaya çalışıyoruz. Tam şehir kültürü gelişecekken siyasi ayrışma dönemi başladı, böylece birlikteliği iyice kaybettik.”
ANTALYA’DA UZUN VADELİ HEDEFLERİMİZ, PROJELERİMİZ YOK
Antalya’da uzun vadeli hedefler ve projeler olmadığını vurgulayan Davut Çetin, “Nüfusumuz 2.5 milyon, 1 milyona yakın çalışanımız var. Trafiğe kayıtlı otomobil sayımız 560 bin, diğer il plakalarını da alsak 650 bin diyelim. Kamyonet, minibüs gibi araçlar da 250 bin civarında. 10 yıl sonra bu yollarda otomobil kullanılamaz. Ya otomobili yasaklayacağız ya da şehir kilitlenecek. Şehir merkezinde doğru dürüst bulvarımız az. Metro yapmamız gerekirken tramvay yapıyoruz. Büyük projeler için yer yok iken Hazine ve Belediyeler gelir olsun diye arsa ve arazi satmaya devam ediyorlar. Biz Toplu İş Yerleri için arazi bulamıyoruz. Yapmamız gereken şey, kentin, turizmin, tarımın, sanayinin, ticaretin 30-40 yıllık bir vizyonla ele alınmasıdır. Bugün bunu Bakanlık da yapamaz, belediye de yapamaz. Dolayısıyla bu sistem değişmeli, yerel yönetimlere, Ticaret ve Sanayi Odalarına bu konularda yetki ve imkan verilmelidir” dedi.
ANTALYA TURİZMİ VE TİCARETİNDE KATMA DEĞER DÜŞÜK
Antalya’da turizmle kentin birbirinden kopuk olduğunu söyleyen Davut Çetin, “Turistik ve sosyal cazibesi olan caddemiz yok. Turizm kentlerinin olmazsa olmazı sanattır, eğlencedir, gastronomidir, özgün-yerel ürünlerdir, bunların hiç birisinde olmamız gerektiği yerde değiliz, gastronomi yeni başlıyor, belediyelerimiz sanat alanında çalışmalar yapıyor, ama bizim bir mahalleyi sanat köyü yapmamız gerektiğine inanıyorum. Balbey dönüşümünde yapılması gereken şey aslında budur. Kent merkezinde turistik ticareti çanta-tişört ticaretine, hanut ticaretine hapsettik. Kent merkezinde ticareti de planlamalıyız. Bir AVM nasıl planlanıyorsa kent merkezi de aynı şekilde olmalıdır. Şu anda kırsalı da betonlaştırıyoruz. Gerekli olan bir kentin 40-50 yıllık arazi planlaması olması, ticaret alanlarının, sanayi alanlarının planlanmasıdır. Ülkemizde bu yapılamıyor” ifadesini kullandı.
REÇETE DİJİTAL ve ÇEVRECİ DÖNÜŞÜM
Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü;
“Tarımda plansızlık ve örgütsüzlük devam ediyor. Narenciye alanları inşaata gitti, nar moda oldu, sonra söküldü, şimdi zeytin ve muz modası var. Yönlendirme gerek, bu yapılamadığı için birkaç yılda bir arz-talep dengesizliği yaşıyoruz. Tarımda dünya doğal-organik ürüne gidiyor, aksi halde ürün para etmeyecek.
Sanayide yeni sektörlere geçmeliyiz. Sanayide önemli firmalarımız var, ama kümelerimiz yok, oysa gıda, ahşap, iklimlendirme gibi birkaç alanda sinerji yaratacak ihtisaslaşmış sanayi bölgelerimiz olmalıydı. Sanayiyi bilişim, biyoteknoloji gibi sektörlerle takviye etmeliyiz, buna göre projeler geliştirmeliyiz.
Ülke, il ekonomisi, sektör ve işletmeler için reçete dijital dönüşüm ve çevreci dönüşümdür. Geleceğin ekonomisi budur. Biz ATSO olarak kentimize vizyon belirleme sorumluluğunu üstleniyoruz. Stratejik Plan ve Projelerimizi bu doğrultuda oluşturduk.
Antalya’da dijital destinasyon yönetimini kurmak istiyoruz. Bunun için Rota Antalya mobil uygulamasını hayata geçirdik. Tanıtıcı filmler ile dünyanın dört bir yanına ulaşan kampanyalar düzenledik. Ancak bunların kurumların bireysel çabaları ile değil, bütüncül bakış açısı ile yönlendirilmesi önemli. Diğer taraftan üyelerimizin dijitalleşme yolculuğu için de yoğun çalışıyoruz. Bir diğer çalışmamız; çevreci, yeşil veya ekolojik dönüşüm. TMOBB Odaları ile bir çalışma grubu oluşturduk. 10 ayrı başlıkta çalışmaya başladık.
Antalya ekonomisinin ürün desenine en uygun yenilikçi sektörler: bilişim, biyoteknoloji, tarım, gıda sanayi, sağlık-ilaç sektörü, tohum, yem, gübre üretimi, akıllı malzeme. Antalya, bilişim sektörü ile birlikte kültür ve sanat ekonomisi, tasarım, film-oyun gibi yaratıcı (creatif) sektörleri de birer endüstri gibi ele almalı, gerekli fiziki ve insan sermayesi oluşumunu gerçekleştirmelidir. Bu bir ekosistem işidir. İnsan sermayesini geliştirmek istiyorsanız kent estetiğinden, sosyal olanaklara kadar geniş bir yelpazede de etkin olmak zorundasınız. AKS Vakfı faaliyetleri, MuralAntalya gibi projeler yaratıcı dönüşümün, ekonomik kalkınmanın estetiksiz, sanatsız, kültür birikimi olmadan gerçekleşemeyeceği bilinci ile hayata geçirilen işlerdir.”
ATSO olarak özgün ve kimlikli yerel ekonomi dönüşümü, yöresel ürünlerin markalaşması konusunda çalışmalar yaptıklarını belirten Davut Çetin, “Amacımız kır ve kent turizminin ve ticaretin yerel ürünlerle geliştirilmesi. Bu projeler döngüsel ekonomi kapsamında üretimi, ekolojik üretimi, kırsal kalkınmayı, genç ve kadın girişimciliğini de destekleyen bir kalkınma modeline öncülük edecektir” dedi.
ATSO’DAN FAYDALANIN
ATİP üyelerine ATSO’nun çalışmalarından yararlanmaları çağrısında bulunan Davut Çetin, “Stratejik planımız kapsamında değişimi iş birliği ağları ile yönetelim diyoruz. Antalya Ticaret Platformu ile de çalışabileceğimiz çok sayıda alt başlık var. Bu organizasyonun misyonu ile uyumlu projelerimiz var. Örneğin tüm bölgeyi bir araya getirecek bir ticaret fuarı planlıyoruz. Bölgenin iş insanları birbirlerinin ne iş yaptığını bilsin, birlikte kazansın, birlikte istihdam yaratsın, bölgemiz kazansın istiyoruz. Networking sadece ticarette değil, proje ve iş geliştirmede, yeni ortaklıkların ortaya çıkmasında, dijitalleşmede, çevreci ve yaratıcı dönüşümde, kısaca her alanda en büyük gücümüzdür. Bunu da sizler gibi STK’larla güçlendireceğiz. ATSO, Antalya’nın şemsiye kurumudur” diye konuştu.
Toplantıda ATİP Başkanı Muhteşem Kabasakal’da çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ticari odaklı bir platform olduklarını ifade eden Kabasakal, “güçlü ticaret için güçlü işbirliği” sloganıyla hareket ettiklerini vurguladı. Kabasakal, “Kentimizde ticaretin gelişmesi için projeler geliştireceğiz, sıkıntıları çözmek ve önerilerimizi iletmek konusunda lobi çalışmaları yapacağız. Bu çalışmalar kapsamında düzenli aralıklarla toplantılar düzenleyeceğiz. İlk toplantımızda kentimizin ve ülkemizin en önemli kurumlarından Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız ve TOBB Yönetim Kurulu Üyemiz Davut Çetin’i konuk ettiğimiz için mutluyuz” dedi.