Davut Çetin: Ticaret Ve Sanayi Odaları Kent Planlarında Söz Sahibi Olmalı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Döşemealtı Sanayici ve İşadamları Derneği (DÖSİAD) aylık olağan toplantısına konuk oldu. Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Davut Çetin, Oda faaliyetlerinin yanı sıra Antalya ekonomisi hakkında bilgiler verdi, DÖSİAD üyelerinin sorularını yanıtladı.

Toplantının açılışında bir konuşma yapan DÖSİAD Başkanı Gültekin Gencer, dernek olarak sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında Diş Hekimi Hüseyin Yoldan’ın önerisiyle Döşemealtı bölgesindeki ilköğretim ve ortaöğretim okullarında öğrenim gören öğrencilere yönelik diş ve ağız bakım taraması yapılacağını, 10 bin öğrenciye diş fırçası ve diş macunu dağıtılacağını bildirdi. DÖSİAD’ın 7 yıl önce kurulduğunu hatırlatan Gültekin Gencer, “Kuruluşumuzun 7. Yılını 23 Aralık’ta görkemli bir gala gecesiyle kutlayacağız” dedi.

DÖSİAD TİCARET ELÇİSİ GİBİ ÇALIŞIYOR

ATSO Başkanı Davut Çetin, DÖSİAD’ın Antalya’da yıllardır belirli bir birlikteliği sağlamış, aktif, fikir üreten bir dernek olduğunu söyledi. DÖSİAD’ın diğer derneklerden farklı bir çalışma sergilediğini belirten Davut Çetin, “Tecrübeli işadamları ve üyeler derneğe güç vermektedir. DÖSİAD adeta bir ticaret elçisi gibi çalışmaktadır. Döşemealtı, tarım, turizm açısından da değer taşıyan bir ilçemizdir, fakat asıl farkı sanayimizin büyük çapta burada olmasıdır. Antalya olarak en önemli eksikliğimiz kent olarak birlik ve beraberliği sağlayamamak. Son dönemde genç işadamlarımız ve kadın girişimci kurullarımızla böyle bir sinerji yakaladık. SİAD’lar olarak mutlaka bu birlikteliği sağlamalıyız. Çünkü beraber hareket etme kültürünün ticarete de önemli katkıları olduğunu unutmamalıyız ” ifadesini kullandı.

TİCARET VE SANAYİ ODALARININ ETKİSİ

Türkiye’de Odaların mesleki eğitimde, kent planlarında, imar planlarında söz sahibi olması gerektiğini belirten Davut Çetin şöyle konuştu:

“Ticaret ve Sanayi Odası, bildiğiniz gibi, kamu kurumu ile sivil toplum örgütü arasında bir yerdedir. Bir taraftan yoğun bakanlık denetiminde, devlet işi yapan, mevzuatla bağlanmış bir kurumuz. Diğer taraftan seçimle göreve gelen, dolayısıyla sivil yönü ağır basan bir kurumuz. Türkiye’de odalara bakanlık işlerini tamamlayıcı bir görev verilmiştir. Fransa, Almanya gibi ülkelerde Odalar çok daha fazla yetkili ve güçlüdür. İngiltere, ABD geleneğinde ise dernek statüsündedir. Türkiye daha çok Almanya, Fransa’ya benzemiştir, fakat odalara onlardaki kadar yetki verilmemiştir. Odaların mesleki eğitimde, kent planlarında, imar planlarında söz sahibi olması gerekir. İşyeri açılışlarında, ruhsatlamada yetkili olmalıdır. İşyeri denetiminde görevi olmalıdır, fakat bizde odalar hem mali açıdan hem yetki açısından gereken güce sahip değildir.

Yıllardan bu yana ekonomide yapısal reformların yapılması gerektiğini söylüyoruz. Yapısal reformlar içinde Odaların görevleri de yeniden ele alınmalıdır. Esasen anayasal bir kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey’den başlayarak özel sektörün karar alma mekanizmalarına katıldığı bir sistem kurulması gerekir. Hem odalar hem belediyeler yerel ekonomide daha fazla söz sahibi olmalıdır.

Türkiye ekonomisinde kamu-özel sektör işbirliği reform bekleyen bir konudur. vergi reformu, eğitim reformu, kayıtdışı ekonominin azaltılması, hukuk reformu, tarımda üretici birlikleri, sanayide sektörel ve bölgesel stratejilerle ilerleme, ticarette kent ticaret planları çıkarılması, dış ticarette müşavirliklerin yeniden yapılandırılması, turizmde destinasyon yönetiminin yerelden yapılması gibi birçok alanda değişim gereklidir.

Bugün turizmde yeni tahsisi bakanlık vermektedir, imar planını isterse bakanlık yapmaktadır, tarım desteklerini bakanlık kendisi belirlemekte ve vermektedir. maden ruhsatını bakanlık vermektedir. Bunların bir kısmından belediyenin ve odanın haberi bile olmamaktadır. Oysa il ekonomisinin, il projelerinin yerel kurumlarla birlikte kararlaştırılması daha sağlıklıdır.

Ekonomide yapısal reformlar için seçimsiz bir dönem beklenmektedir, fakat Türkiye’de seçim atmosferi bitmemektedir. Bu nedenle ben iki yıldan bu yana siyasette uzlaşma çağrısı yapıyorum. Hem ulusal siyasette hem yerel siyasette uzlaşma kültürü gelişmedikçe yapısal reformlar, uzun vadeli planlamaların gerçekleşmesi zordur.”

GEÇEN YIL DEVLET DESTEKLERİ DAHA KÖTÜ GELİŞMELERİ ÖNLEDİ

Antalya ekonomisinin geçen yıl tarihinin en büyük krizlerinden birisini yaşadığını belirten ATSO Başkanı Davut Çetin, “2015 ve 2016 yıllarında Rusya olayı, terör olayları, 15 Temmuz hain darbe girişimi Türkiye ekonomisini, turizm sektörünü ve bizi ciddi bir şekilde sarstı. 2014’te yabancı turist sayımız 11.5 milyondu, 2016’da 6 milyona düştük, hem turizmden hem tarımdan darbe yedik. Bu yıl Rusya sayesinde yeniden 10 milyona çıktık, fakat gelir olarak halen tam toparlanamadık. Yine de geçen yıl karşılıksız çek oranımızın %8’e çıktığı aylar oldu, şimdi %2’deyiz. İstihdam %10 düşmüştü, bu yıl istihdam kaybını telafi ettik.
Geçen yıl Devlet destekleri daha kötü gelişmeleri önledi. Turizm sektöründe krediler yapılandırıldı, charter uçaklarına destek geldi, tarım ihracatına DFİF desteği sağlandı. 2016 sonuna doğru sıkıntı bütün ekonomiye yayılınca vergi affı, SGK desteği geldi. Bunlar da yetmeyince bizler üyelerimize kredi desteği konusunda çok ısrarcı olduk, nefes kredisini çıkardık, arkasından KGF destekli kredi paketi çıkarıldı. Mobilya ve beyaz eşyada vergi indirimleri bir canlanma sağladı ve bahar ve yaz ayları piyasa hareketlendi.
Eylül ayından sonra ise bu teşviklerin etkisi bitti, enflasyon artışı, dövizde artış tüketici güvenini azalttı ve iki aydır piyasada tekrar sıkıntının arttığını görüyoruz” diye konuştu.

ANTALYA EKONOMİSİNİN SORUNLARI

Antalya ekonomisinin sorunlarının dört temel kaynağı bulunduğunu vurgulayan Davut Çetin bunları şöyle sıraladı;
1. İç piyasada ticaretimiz Türkiye ekonomisine çok bağlı. Makro ekonomide her gelişme bizi etkiliyor. Ekonomi yavaşladığında biz de yavaşlıyoruz.
2. Türkiye ekonomisinde büyükler kazanıyor, küçükler zayıflıyor.
3. Turizmde kitle turizmine ve iki pazara bağımlıyız. tarımda az sayıda ürüne ve Rusya pazarına bağımlılık fazla.
4. Sektörlerimizin yapısal sorunları önemli. Ticarette, tarımda küçük işletmelerin yapısal sorunları var. Ticaretimizde kent olarak zayıfımız. Tarımda küçük üretici örgütlenmesi zayıf.

Konut sektöründe Antalya cazibesi İstanbul, İzmir gibi değil. Hizmet sektörlerinde ve ticarette kayıtdışı, standart dışı işyerimiz çok fazla. Antalya olarak, 20-30 yıllık bir çevre planına, sanayi vizyonuna, tarım master planına, il ticaret planına, turizm planına ihtiyacımız var. Turizmde, tarımda yeni bir vizyon çizmeliyiz. Sanayide hangi ürün veya sektörlerde gelişeceğimizi konuşmalıyız. Buna göre yatırım ve teşvik istemeliyiz. Geçen gün Enerji Bakanımız artık hammadde ihracatı yerine işlenmiş ürün ihracatına geçmemiz gerektiğini söyledi. Çok doğru. Maden ihracatını, ham mermer blok ihracatını sorgulamalıyız. Antalya ihracatında halen hammadde ağırlığı var. Bunu değiştirmenin yollarını aramalıyız. Bunun için de 20-30 yıllık vizyon, planlar gerekirken, biz 5 yıllık vizyonla kendimizi sınırlıyoruz. Ekonomide nasıl kalkınma planı ve orta vadeli program varsa, iller için de bu yapılmalıdır. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu konularda çözüm üretmeye, üyelerimize destek olmaya çalışıyoruz.”

ATSO’NUN ÇALIŞMALARINI ANLATTI

ATSO olarak turizme, tarıma, sanayiye, ticarete destek olmak için çaba harcadıklarını belirten Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Son 10 yılda Odamız, turizmde dış tanıtım, organize sanayi bölgesi altyapısının geliştirilmesi, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi, ihracata destek programları konularında ilerleme kaydetmiş ve kent merkezinin geliştirilmesi için kültür-sanat yatırımıyla hamle yapmıştır. Son 10 yılda dört inşaat projesine bütçemizin ve zamanımızın önemli kısmını ayırdığımızı söyleyebilirim. ATSO hizmet binamız 2009’da, AKS veya ATSO Kültür Sanat binamız 2015’te tamamlanmıştır. ATSO EXPO Binası 2016’da tamamlanmıştır. Dördüncü inşaat projemiz olan ATSO Kaleiçi Evi oldu.
Kültür ve sanat etkinlikleri için Vakıf kurduk ve önemli mesai verdik. Son bir yılda ise AKS’ın sergi etkinliklerine eğitimler, konferanslar, film gösterimleri ekleyerek hedeflerimizin üzerine çıktık.

Bu dönem turizmin yanında ticarete de destek olmaya çalıştık ve bu konuda önemli yenilikler yaptık.
2016 krizine karşı,
⦁ aidatlarımızı en düşük düzeyde tuttuk,
⦁ e-oda sistemiyle belgelendirme hizmetlerinde tasarruf sağladık,
⦁ Rusya pazarında PR çalışmalarını devam ettirdik,
⦁ Dış tanıtımda sosyal medya kampanyası başlattık,
⦁ iç ve dış fuar katılım desteklerini artırdık.
⦁ İhracata destek için gıda, tarım ve yapı malzemelerinde UR-GE projelerine, İran gibi pazarlara sektörel heyet çalışmalarına ağırlık verdik; turizm tanıtımı, tarım ihracatı, sanayi ihracatı tecrübelerini kaynaştırmak için Dış Ticaret Kulübü kurduk.

Son iki yılda birkaç yenilikçi proje daha başlattık. Bu yıl güzel bir yeniliğimiz Etik Kurul ve Etik sözleşmeleri hayata geçirmek oldu.  Eğer sektörlerimiz ve meslek komitelerimiz gerekli titizliği gösterirse ATSO Etik Üye belgeleri Antalya ticaretinde önemli bir değişimi başlatabilecektir.

Kadın ve Genç Girişimci Kurullarımız projeleriyle öne çıkmışlardır. Korkuteli Mermer Organize Sanayi Bölgesi ve Karma Organize Sanayi Bölgesi projeleri Antalya’da sanayi gelişmesini iç bölgeye kaydıracak ve ihtisas sanayi bölgesi deneyimini başlatacaktır.

Oda olarak bu nedenle 2017 yılını inovasyon yılı ilan ettik. Dijital Antalya ve endüstri 4.0 çalışmalarını başlattık. Üniversitelerimizle ortak çalışmalar ve projeler yaptık. Odamız E-Oda çalışmalarını kapsam bakımından ilk tamamlayan odalar arasındadır ve en geniş kapsamda uygulayan odadır. E-ATSO çalışması başarıyla yürütülmektedir, şimdi Mobil-ATSO çalışmaları başlamıştır. Inovasyon merkezi hedefini stratejik planımıza koyduk. İlk aşamada inovasyon yarışması ve proje pazarı çalışmalarını başlattık. Ayrıca Organize Sanayi Bölgesinde yeni teknoloji geliştirme bölgesi projesine ortak olduk.

Bu yıl ilk kez Inovasyon yarışması düzenledik. Tohum sayma makinası, antibakteriyel ahşap parke, sebze ve meyvede geleneksel Türk tohumlarının islahı, güneş enerjili yat, akıllı pazarlama inovasyonları, e-şirket projeleri, doğal hayat ortamında eğitim gibi birçok yenilikçi projeyle; Antalya’da bilinen firmalarımız yanında, bilinmeyen genç girişimcilerin somut, patentli, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında yenilik olan projelerini gördük.

Ticaret sektörümüze destek için bir başka önemli yeniliğimiz ilk kez yaptığımız ATSO Vitrin Yarışması oldu. Çünkü, vitrinler ticareti teşvik eder, işyerlerine prestij katar, kentte ticaretin düzeyini gösterir, kent estetiğine katkı yapar. En güzel vitrin yarışması için birinciye 10 bin TL ödül koyarak esnafımızı da teşvik etmek istedik. 2017-2021 Stratejik Planımızın odağında inovasyon, dijital ve yeşil ekonomi bulunmaktadır. Antalya ekonomisinin “akıllı-yeşil-estetik kent ve ekonomi” sloganı ile gelişmesi gerektiğine inanıyoruz.”
DÖSİAD Başkanı Gültekin Gencer günün anısına ATSO Başkanı Davut Çetin’e bir plaket verdi. Toplantı toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir