Tarih Boyunca Anadolu’da Hayırseverlik


Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AKMED), “Tarih Boyunca Anadolu’da Hayırseverlik” başlıklı sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Eğitim, kültür, sağlık alanlarında ülkemizin gelişimine ve toplumun kalkınmasına yönelik hizmetlerde bulunmak amacıyla kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın 50. yılı kapsamındaki sempozyum, Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED) ve Stavros Niarchos Geç Antik Çağ ve Bizans Araştırmaları Merkezi (GABAM) işbirliğinde gerçekleştiriliyor. Sempozyumun ilk gününde açılış konuşmaları Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım, AKMED Direktörü Prof. Dr. Oğuz Tekin ve SOAS Londra Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Scott Redford tarafından yapıldı. Sempozyum süresince, “Hellenistik ve Roma İmparatorluğu döneminde Anadolu’da varlıklarını sürdüren kent-devletleri, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı toplumlarında hayırseverlik anlayışı, hayırseverlik kurum ve kuruluşlarının işleyişi ve toplumdaki rolleri” ele alınacak.

Koç Üniversitesi Araştırma Merkezleri’nden Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AKMED), Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak eğitim, sağlık ve kültür alanlarında toplumun yaşam kalitesini yükseltecek öncü ve örnek hizmetler sunan Vehbi Koç Vakfı’nın 50. Yılı kapsamında “Hayırseverlik” kavramının yeniden ele alındığı sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED) ve Stavros Niarchos Geç Antik Çağ ve Bizans Araştırmaları Merkezi (GABAM) işbirliğiyle gerçekleştirilen sempozyumda, “Hellenistik ve Roma İmparatorluğu döneminde Anadolu’da varlıklarını sürdüren kent-devletleri, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı toplumlarında hayırseverlik anlayışı, hayırseverlik kurum ve kuruluşlarının işleyişi ve toplumdaki rolleri” ele alınacak.

29 Mart 2019 tarihine kadar Antalya Kaleiçi’nde bulunan AKMED Konferans Salonu’nda devam edecek sempozyumun açılış konuşmaları Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal

Yıldırım, AKMED Direktörü Prof. Dr. Oğuz Tekin ve SOAS, Londra Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Scott Redford tarafından yapıldı.

Araştırmalarıyla alanında ses getiren bilim insanlarının yer aldığı sempozyumun ilk gününde Hellenistik ve Roma İmparatorluk Dönemlerinde Anadolu’da Hayırseverlik kavramı ele alındı. Sempozyumun devamında ise; Genç Antik ve Bizans Dönemleri”, “Selçuklu Dönemi ve “Osmanlı Dönemi’nde Hayırseverlik” konuları tartışılacak. Sempozyum’da arkeolojik, epigrafik, edebi ve tarihsel kaynakların ışığında,  Eskiçağ toplumlarının hayırseverliğe bakışı, devletlerin bu konuya yaklaşımı, hayırseverlerin elde ettiği onur ve övgüler değerlendirilecek. Sempozyumun son oturumu ise günümüzdeki hayırseverliğe ayrıldı. Geçmişin deneyim ve temellerinden beslenen günümüzdeki hayırseverlerin ve hayırseverlik kurumlarının geldiği nokta ve geleceği geniş bir çerçevede ele alınacak.

Erdal Yıldırım, “Vehbi Koç Vakfı ülkemizde sivil toplumun ve hayırseverliğin gelişimine büyük katkılar sağlayan önemli bir rol model oldu.”

Sempozyumun açılışında konuşan Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım, Vakfın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel vakfı olduğunu ve bundan tam 50 yıl önce Türkiye’deki geçmişi eskilere dayanan ancak unutulmaya yüz tutmuş vakıf geleneğini canlandırmak amacıyla kurulduğunu hatırlattı. Erdal Yıldırım şöyle devam etti:  Vakfımız “Yapan biri bulunur elbet” demeden “Üstümüze Vazife” yaklaşımıyla çalışıyor. Vehbi Koç Vakfı ülkemizde sivil toplumun ve hayırseverliğin gelişimine büyük katkılar sağlayan önemli bir rol model oldu. Taşın altına sadece elimizi değil, yüreğimizi de koyarak hareket ediyoruz. Yarım asrı geride bırakırken bu yıl ‘hayırseverlik’ teması etrafında bir dizi faaliyet gerçekleştireceğiz. Vaktini, emeğini, uzmanlığını veya maddi kaynaklarını kamusal fayda yaratmak için seferber eden herkes hayırseverdir. Biz kendi hikâyemizi anlatırken herkesin üstüne vazife edinerek fark yaratabileceği bir alan olduğunu göstermeye çalışıyoruz. 50. yılımız vesilesiyle bugüne kadar Vehbi Koç Vakfı’na emeği geçen kişi ve kurumlar ile Vakıf faaliyetlerimizi bir araya getirdiğimiz bir ansiklopedi de hazırladık. Bu ansiklopedinin, sivil toplum dünyası ve kamuoyu için geniş kapsamlı bir kaynak olacağını umuyoruz.”

AKMED Direktörü Oğuz Tekin, “ Varlıklı yurttaşlarn kendi servetlerini içinde yaşadıkları topluma aktarmaları onlara onur ve övgü kazandırmıştır”

AKMED Direktörü Prof. Dr. Oğuz Tekin, Anadolu’da Hayırseverliği konu alan bir sempozyum fikrinin 2 yıl önce şekillendiğini belirtti. Oğuz Tekin, Koç Üniversitesi’nin üç merkezinin işbirliğiyle düzenlenen sempozyumun kronolojik kapsamının Hellenistik Dönem’den günümüze değin uzanan yaklaşık 2300 yıllık bir dönemi kapsadığına değindi. Anadolu’da hayırseverliğin gelişimini de özetleyen Oğuz Tekin şöyle devam etti: “Devletlerin her dönemde özellikle ekonomik açıdan kendi toplumlarına yettikleri söylenemez. İşte bu noktada toplumdaki varlıklı yurttaşlar, kendi servetlerinin bir kısmını içinde yaşadıkları devlete ve topluma aktarmışlar, karşılığında devlet ve yurttaşlar tarafından büyük bir onur ve övgü kazanmışlar, hatta heykelleri dikilmiştir. Hayırlı bir iş için gösterdikleri hayırseverliğin onur, erdemle geri dönmesi, devlet protokolünde kendilerine yer verilmesi ve toplumun seçkin yurttaşları olarak kabul görmeleri, varlıklı yurttaşları hayırseverliğe özendirmiş ve hayırseverlik adeta kurumsal bir kimlik kazanmıştır. Eskiçağ’da hayırseverlerin içinde yaşadıkları kente çeşitli kamu yapıları ve yol yaptırmaları, festivallerin organizasyonunu üstlenmeleri, fakir ve muhtaçlara yardım etmeleri, aşevleri ve şifahaneler tesis ettirmeleri, eğitim faaliyetlerine katkıları ve zamanla bütün bu işleri oluşturdukları kurumlar aracılığıyla yapmaları hayırseverliğin zamanla “Vakıf” olarak adlandırılan bir kimlikte vücut bulduğunu göstermektedir. Hayırseverlik ya da hayırsever yaklaşım -geçmişte olduğu gibi- günümüzde de bir yandan varlıklı yurttaşların münferit çabalarıyla öte yandan kurumlar ve/veya vakıflar aracılıyla  içinde bulundukları toplumun gelişimine önemli katkı sağlamaktadır.”

Vehbi Koç Vakfı Hakkında:

Türkiye’nin sanayi duayeni merhum Vehbi Koç tarafından 17 Ocak 1969’da kurulan Vehbi Koç Vakfı, kuruluşunun 50. yılında Türkiye’ye kazandırdığı onlarca eserin ve on binlerce öğrenciye verdiği desteğin haklı gururunu yaşıyor. Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak kurulduğu günden itibaren çağdaş ve gelişen bir Türkiye’ye katkı sağlamak amacıyla; eğitim, sağlık ve kültür alanlarında toplumun yaşam kalitesini yükseltecek öncü ve örnek hizmetler sunmaktır. Bugüne kadar Türkiye’ye eğitim sağlık ve kültür alanlarında birçok kurum kazandırmış ve yüzlerce projeye destek vermiş olan Vehbi Koç Vakfı’nın 50 yılda burs vererek destek olduğu öğrenci sayısı 50 bini aştı. Vehbi Koç Vakfı’na ilişkin tüm gelişmeleri www.vkv.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.

Koç Üniversitesi Hakkında

1993 yılında, en yetkin mezunları yetiştirmek, bilimin sınırlarını ilerletmek ve bu alanlarda ülkemize, insanlığa ve Türkiye’ye hizmet etmek misyonuyla kurulan Koç Üniversitesi, uluslararası düzeyde eğitim veren bir kurumdur. 22 lisans, 29 yüksek lisans ve 30 doktora programı bulunan Koç Üniversitesi’nde lisans programındaki öğrencilerin yüzde 36’sı burslu olarak eğitim görmektedir. Koç Üniversitesi’nde öğrenim gören 7.048 öğrenci bulunuyor. Koç Üniversitesi’nin lisans ve yüksek lisans programlarından bugüne değin 14.000’den fazla öğrenci mezun oldu. Koç Üniversitesi, dünya standartlarında geniş laboratuvar, bilgi işlem ve araştırma olanaklarıyla, öğretim üyesi başına düşen bilimsel makale sayısında Türkiye’deki eğitim kurumlarının arasında en üst sıralarda yer almaktadır.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir