ANSİAD’da Aile Şirketleri ve Sürdürülebilirlik Konuşuldu
|Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) 2018 faaliyet yılı 5’inci Olağan Toplantısı Akra Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantı Başkanlığı’nı ANSİAD Üyesi ve AGT Ağaç Sanayi Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Semih Söylemez’in gerçekleştirdiği toplantının konuğu, TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı & Lila Kağıt Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Öğücü, TAİDER Önceki Dönem Yönetim Kurulu Başkanı & TETA Teknik Tarım Yönetim Kurulu Üyesi, Sumer Tömek Bayındır, TAİDER Denetim Kurulu Üyesi & Levent Kimya Yönetim Kurulu Üyesi & ANSİAD Üyesi Atıl Pekşen oldu.
‘Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik: Büyük ve Küçük Ölçekli İşletmelerde Kurumsallaşmanın Yeri’ konusunun konuşulduğu toplantıya, Isparta Girişimci Sanayici İş İnsanları Derneği (IGSİAD) Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİAD Üyesi ve Genç Organize Sanayi Derneği (GENÇOSD) Başkanı Canan Gürkan ve GENÇOSD Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantı öncesinde Mehmet Semih Söylemez, ANSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından, ANSİAD üyelerine armağan edilen ‘Birlikte Başarmak’ adlı kitabını imzaladı.
Mehmet Semih Söylemez’in bir anısını anlatarak başlayan toplantıda, Söylemez sözlerini şöyle sürdürdü; “AGT Anonim şirket oldu, herkesin resmi maaşları belirlenecek. Babam şirkete ilk başladığımda bana, ‘oğlum senin maaşın ne olsun’ diye sordu. Baba ben bu görevi herhangi bir şirkete yaptığımda ne ödüyorsa bana o olsun dedim. Çok olmaz mı oğlum dedi.”
5 yıldır TAİDER içerisinde olduğunu kaydeden Söylemez, “Sadece kendinize özel olduğunu düşündüğünüz sorunların aslında bir çok aile şirketinde yaşandığını görebilirsiniz. Tüm dünyada olduğunu gördüğünüzde rahatlıyorsunuz ve çözümün nerede olduğunu görüyorsunuz” dedi.
Aile Şirketleri Sadece Maddi Sermaye Değildir
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Öğücü, kurumsallaşmanın önemine dikkat çekerek, “Bir aile şirketi sadece maddi sermaye değildir. Sosyal entelektüel sermaye de çok önemli. Bu nesilden nesile aktarılıyor” dedi. Şirketlerin kendi ihtiyaçlarına göre yapılanmaya gitmesi gerektiğinin altını çizen Öğücü, “Stratejik olarak günün sonunda nereye varmak istediğiniz çok önemli. 1990’lar başında KALDER Derneği olarak bir kalite derneği ortaya çıktı. O zaman herkes dudak büktü. Ama bugün dünyadaki ekonomik ve finansal sınırların kalktığı bir ortamda artık ihracat yapmak istiyorsanız mutlaka bir kalite belgeniz olması gerekiyor. Kurumsallaşma bence budur” diye konuştu.
Sadece 2017 yılında dünyadaki şirket alım satımları 3.2 Trilyon Dolar olduğunu belirten Öğücü, “Bu bizim gibi sermaye ihtiyacı olan ülkeler için kritik. Biz ne kadarını alabilmişiz bu 3.2 Trilyon Dolar’ın, yaklaşık binde 5’i kadar. Yabancı yatırımcı veya bugün çok iyi projeleriniz olduğunda finansman elde etmek mümkün. Bankalar neye bakıyor, öncelikle sağlıklı kurumsal yapı var mı yok mu? Bu şirket sürdürülebilir mi? Şu anda baba şirketi yönetiyor, acaba babaya bir şey olursa çocuklar bunu devam ettirebilir mi? Ya da kurumsal yapı içerisinde yeterli profesyoneller var mı?” dedi. Kurumu geleceğe taşıyacak düşüncelerin olması gerektiğini kaydeden Öğücü, “Ben kısaca kurumsallaşma deyince, nereye varmak istiyoruz, bugün imkanlarımız var dünya arenasında bir çok Türk şirket var. Hedeflerimizi buraya koyacaksak, ülke çağında bir değer olacaksa şirketlerimiz elbette kurumsallaşma gerekiyor” dedi.
Kurumsallaşma Bir Araç
TAİDER Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Sumer Tömek Bayındır, kurumsallaşma kavramının kendisi için tek bir kelime ile ifade edilebileceğini belirterek, “Kurumsallaşmayı anlatmak gerekirse aklıma gelen ilk kavram amaç değil araç olduğudur. Kesinlikle çok değerli bir araç” diye konuştu.
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği’nin en büyük misyonu aile şirketlerinin sürdürülebilirliğine farkındalık yaratmak olduğunu belirten Bayındır, “Hep söylediğimiz şey, ‘sistemli olmak’. Bir sistem olduğumuzda bir aslında gitmek istediğimiz yere gidebiliyoruz. Bu nedenle de bir araç olduğunu söyleyebilirim. Gerekliliği konusu çok net. Bu araca binmeden ileriye gidemiyoruz. Şirket olarak, aile olarak, ülke olarak emelimiz neyse kurumsallaşmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Sumer Tömek Bayındır, 24 yaşındayken babasının şirketi kendilerine devredip gittiğini belirterek, “Alışılmış bir baba değildi. İşi hobisiydi ve günlük işi bize devrettikten sonra tökezleyerek, dolandırılarak bir şekilde geldik bu güne. Bir de sözsüz miras var bize geçen. Ailenin çekim gücü, bir aileyi görmek istiyor bizim müşterilerimiz. Herkes alt yapı sorunundan bahsediyor, kimse üst yapı sorunundan bahsetmiyor. Biz burada ne yapabiliriz, yönetim kurullarını iyi kullanmamız gerekiyor. Herkes aynı senkronda değil ve herkes işimi biliyorum şeklinde düşünüyor. Bizim değerlerimiz ne dediğimizde herkes için farklı olabiliyor. Enerji kaybetmemenin yolunun stratejik ve değerler konusunda birliktelik olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘Hesap Verilebilirlik, Şeffaflık ve Dürüstlük’
TAİDER Denetim Kurulu Üyesi ve ANSİAD Üyesi Atıl Pekşen, kurumsallaşmaya ilgili Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün ‘kurumsal yönetim ilkeleri’ raporuna değindi. Pekşen, “Kurumsal yönetim ilkeleri denilen bir kavram var. Bunu OECD çalışıyor ve bu konudaki raporunu dünyada OECD yayınlıyor. Yani her ülkeyi inceliyor, Türkiye’de kurumsal yönetim nasıl uygulanıyor, Avrupa’da, Amerika’da nasıl uygulanıyor. Bunun doğru uygulamalarını da her sene bir kitap halinde yayımlıyor” diye konuştu.
Pekşen, “Bu çerçevede, kurumsal yönetim için birkaç söylenilen şey var. Hesap verilebilirlik, şeffaflık, dürüstlük, yönetim ve icra erklerinin birbirinden ayrılmasıdır. Bunları düşündüğümüz zaman daha açıklayıcı oluyor kurumsallaşma” diye konuştu.
Bir kurumda hesap verilebilirliğin ciddi bir yük olduğunu kaydeden Pekşen, “Bugün babam sağ olsa, ben bu şirketin genel müdürü olmak istiyorum dese ve hisseler de bende olsa ‘işten kovulmayı göze almak zorundasın’ derim. Dev şirketlerle rekabet ediyorsun, hesap verilebilirlik açısından önemli. Bir takım kurdunuz ve takım kaptanı bütün tanıdıklarını takıma dolduruyor. Bunu ne kadar sağlıklı bulursunuz ki” dedi.
Aile anayasasının dengede olması gerektiğini belirten Pekşen, “Şirket menfaatlerini düşünmek gerekiyor. Aileler anayasalarını yazarlarken yardımcı olan danışmanlar diyorlar ki siz şirket odaklı bir aile misiniz yoksa şirket odaklı bir aile mi? O dengeyi kurarak bir aile anayasası yazalım istiyorlar” diye konuştu.
Toplantı sonunda, ANSİAD Başkanı Sadi Kan ve Toplantı Başkanı Mehmet Semih Söylemez’in, Aydın Öğücü, Sumer Tömek Bayındır ve Atıl Pekşen’e günün anısına plaket takdimi ve Öğücü’nün Başkan Sadi Kan’a Ege Orman Ürünleri’nden oluşan hediye paketini takdimiyle sona erdi.