BATEM, Süs Bitkileri Sektörüne Yeni Çeşitler Kazandırmaya Devam Ediyor

Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) uzman araştırmacılarının ilk olarak 2012 yılında ‘Karanfil Çeşit Geliştirme’ Projesiyle başlayan süs bitkileri sektörüne yeni çeşit kazandırma çalışmaları, dış mekan bitki çeşitleriyle sürdürülüyor. Karanfilde “Nezahat” ve “Aura” ile iki yeni çeşit sektöre kazandırılırken Kalanşo ve Sardunya’da ise sona gelindi. Islah çalışmaları tamamlandığında pazar taleplerini karşılayabilecek yerli süs bitkisi çeşitlerinin iç ve dış pazara tanıtılması aşamasına geçilecek.

Seher Özen Karadeniz / businessantalya

BusinessAntalya ekibi olarak 1933 yılında kurulan ülkemizin ve kentimizin tarımsal kalkınmasına katkı sunmak üzere senelerdir önemli araştırmalara imza atan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM)’in Narenciye Araştırma İstasyonunu ziyaretimizin ardından ikinci durağımız Aksu Araştırma İstasyonu oldu.

Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) uzman araştırmacılarının Süs Bitkileri sektörü için geliştirdiği çeşitlerin hikayesini dinlemek ve yerinde görmek istedik.

BATEM araştırmacılarından; Ziraat Mühendisi Ayşe Serpil Kaya, Dr. Uğur Kahraman ve Ziraat Yüksek Mühendisi Ercan Sallahoğlu ile süs bitkileri alanında sürdürdükleri ıslah çalışmalarının son durumunu konuştuk. 

Uzmanlar; yerli ve milli çeşit geliştirmek amacıyla Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) tarafından yürütülen ‘Süs Bitkileri Çeşit Geliştirme” çalışmalarından elde edilen üretilebilir çeşitlerle, çiçek sektörünün artık daha az dışa bağlımlı olacağını vurguladılar.  İlk olarak 2012 yılında ‘Karanfil Çeşit Geliştirme’ Projesiyle başlayan süs bitkileri sektörüne yeni çeşit kazandırma çalışmaları, dış mekan bitki çeşitleriyle devam ediyor. Karanfilde “Nezahat” ve “Aura” ile iki yeni çeşit sektöre kazandırılırken Kalanşo ve Sardunda’da ise sona gelindi. Islah çalışmaları tamamlandığında pazar taleplerini karşılayabilecek yerli süs bitkisi çeşitlerinin iç ve dış pazara tanıtılması aşamasına geçilecek.

“Likya Kaya”dan Sonra “Nezahat” ve “Aura” da Tescil Edildi

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezuniyetinin ardından 2001 yılında göreve başladığı BATEM’deki karanfil ıslah çalışmalarını hala ilk günkü heyecanıyla sürdüren Ziraat Mühendisi Ayşe Kaya, kesme çiçek sektörüne ilk yerli karanfil çeşidi olan “Likya Kaya”yı da kazandıran isim. Kaya, bu alanda sürdürdüğü çalışmaları sonucu dört çeşit adayı daha geliştirdi.  “Peyzaj Kullanımına Uygun Karanfil Çeşit Geliştirme” ıslah çalışmaları kapsamında da Aralık 2024’de karanfil çeşit adaylarından iki tanesini “Nezahat” ve “Aura” isimleri ile tescilini gerçekleştiren Kaya, BATEM’deki ıslah çalışmalarını sürdürdüğü serada bir araya geldik.

Ülkemizde süs bitkilerini üretim yetiştiriciliği 1940’lı yıllarda İstanbul ve Yalova’da başladığını belirten Kaya, bu çalışmaların ağırlıklı olarak iç tüketime yönelik üretimi kapsadığının altını çizdi.  Ardından 1984 yılında ihracata yöenlik olarak Antalya’da başladığını, firma sayısının da karanfil yetiştirilen alanların da zamanla çoğaldığını belirten Kaya, sektörün her geçen gün geliştiğini, Türk karanfilinin dünya piyasasında aranan karanfillerden olduğunu ve ihracatta 3. sırada yer aldığını kaydetti.

BATEM’de de süs bitkileri ile ilgili ıslah çalışmalarının aynı yıllarda başladığını ve günümüze kadar kesintisiz devam ettiğini belirten Kaya, uzunca bir süre çalışmaların daha çok adaptasyon ve doku kültürü çalışmalarını kapsadığını ifade etti.  Kaya, 2012 yılında ise sektörün ihtiyacından kaynaklanan çeşit geliştirme çalışmalarına başladıklarını belirtti. Avrupa kıtasındaki tüm bitki türleri ile neredeyse eşit sayıda bitki türüne tek başına sahip olan ülkemizde; doğal olarak yetişen bitkilerin, peyzaj çalışmalarında süs bitkisi olarak kullanılmalarına yönelik herhangi bir çalışma olmadığını dikkat çeken Kaya, 2017 yılında “Peyzaj Kullanımına Uygun Karanfil Çeşit Geliştirme” ıslah projesini hazırladıklarını söyledi.

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Ali Nihat Gökyiğit Vakfı (ANG Vakfı)’nın desteklediği projesinin, İstanbul Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB) ve Antalya Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün (BATEM) ortaklaşa yürütüldüğünü ifade eden Kaya, araştırma kapsamında, doğal olarak yetişen bazı karanfil, adaçayı ve pelemir bitkilerinin süs bitkisi çeşidi olarak geliştirilmesi için yürütülen çalışmalar başarı ile tamamlandığını açıkladı.

Süs Bitkilerinde Dışa Bağımlılık Azalacak

Dünya üzerinde kullanılan pek çok dış mekân süs bitkisinin ana vatanının ve gen merkezinin Türkiye olduğuna dikkat çeken Kaya, floramızda yer alan birçok bitkinin Avrupa ve Amerika’da süs bitkisi olarak kullanıldığını kaydetti.  “Yabancı ıslahçıların pek çoğu ülkemiz florasından ıslah materyali temin ederken, ülkemizde çeşit geliştirmeye yönelik çalışmalar yıllarca yapılmamıştır. Benzer şekilde ülkemiz florasında süs bitkisi olarak kullanılma potansiyeli yüksek olabilecek onlarca bitki türü bulunmasına rağmen ne yazık ki bunların kültüre alınma ve sektöre kazandırılma çalışmaları da sayıca yeterli değildir. Ülkemiz, doğal kaynaklarındaki zenginliğine karşın süs bitkileri sektöründe üretim materyali açısından büyük ölçüde dışa bağımlıdır. Bu durum sektörün gelişmesi ve ülke ekonomisi açısından önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Projemiz ile üstün özelliklere sahip yerli çeşitlerin geliştirilmesi, sektöre kazandırılması ve üretimde dışa bağımlılığın en aza indirilerek üretim maliyetlerinin düşürülmesi ile buna bağlı olarak yurt dışına her yıl önemli miktarda döviz kaybının önlenmesi hedeflendi.”

Ağustos 2017 – Ekim 2021 yılları arasında yürütülen proje kapsamında öncelikli olarak  bitkisel materyal olarak kullanılan türlerin tohumlarının toplanması için Türkiye genelinde 42 il ve çevresinde 16 arazi çalışması yapıldığını kaydeden Kaya, toplanılan 112 doğal takson ve 22 ticari çeşit sayesinde her üç cins için Türkiye’nin en büyük gen havuzu oluşturduklarını ifade etti.

“Nezahat” ve “Aura” İki Yeni Dış Mekan Karanfili Olarak Tescillendi

Kaya; “Böylece ülkemizde ilk defa her üç cins için de dış mekân süs bitkisi geliştirmeye yönelik ıslah programı başlatıldı. Projemizde varyasyonu arttırmak amacı ile melezleme ıslahı yöntemi kullanıldı. Seçimler ise vejetatif olarak çoğaltılan bitkilerin ıslah çalışmalarında sıklıkla kullanılan klon seleksiyonu yöntemi ile yapıldı. Çalışma sonucunda elde edilen genotipler içerisinden, proje kapsamında incelenen kriterler, pazar istekleri, özel sektör ve yerel yönetim temsilcilerinin görüşleri ile 18 adet karanfil, 12 adet adaçayı, 4 adet pelemir genotipleri çeşit adayları olarak seçildi. Çeşitlerimizin vitrini olacak olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi sayesinde yılda en az 150.000 kişiye çeşit adaylarımızın tanıtımı yapılmaktadır. Proje kapsamında geliştirilen karanfil çeşit adaylarımızdan iki tanesinin Aralık 2024 de “Nezahat” ve “Aura” isimleri ile tescili gerçekleştirildi.” Kaya geliştirdiği yeni çeşitlerin basit bir budamayla çok yıllık olarak değerlendirilebileceğini belirterek mevsimlik çiçeklere bir alternatif olarak belediyelerin park ve bahçe peyzajında rahatlıkla kullanabilecek çeşitler olduğunu ve yaygınlaştırılmasını umut ettiğini söyledi. “Özellikle Akdeniz Bölgesinde peyzaj düzenlemelerinde karanfile şans tanınması gerektiğini düşünüyorum.”    

Kalanşo ve Sardunya’da Yeni Çeşitler İçin Geri Sayım Başladı 

Dr. Uğur Kahraman, 2012 yılında Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünden mezun oldu. Yüksek lisanı İngiltere’de Writtle College’de, doktorasını Çukurova Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümünde tamamlayan Kahraman, süs bitkileri alanındaki çalışmalarını yaklaşık on yıldır Milli Eğitim bursiyeri olarak atantığı BATEM’de sürdürüyor.

Kahraman, yürüttüğü “Kalanşo Çeşit Geliştirme Çalışmaları” ile ülkemizin dışa bağımlılığının çeşit özelinde azalacağını vurgulayarak; “Her yıl üretim materyali ithal edilen Hollanda, İtalya, Almanya, Belçika gibi ülkelere milyonlarca dolar ıslahçı hakkı (royalite) ödeniyor. İthal üretim materyalinin toplam üretim masrafları içerisinde oldukça yüksek bir orana sahip olması, sektördeki diğer ülkelerle olan rekabet gücünü azaltıyor.” dedi.

Kalanşo: En Çok Satılan Süs Bitkisi Sıralamasında Dördüncü

Kalanşo’nun dünyada ve Türkiye’de yüksek talep gören, talebin her geçen yıl da artığı önemli önemli iç mekân türleri arasında yer aldığına dikkat çeken Kahaman şöyle devam etti: “Kalanşo (Kalanchoe blossfeldiana) son yıllarda dünyada ve Türkiye’de hem saksılı iç mekân bitkisi hem de kesme çiçek olarak çok popüler bir süs bitkisi haline gelmiştir. Dayanıklı ve uzun süre canlı kalan çiçekleri, çok az bakıma ihtiyaç duyması, kalın, parlak ve gösterişli yapraklarıyla oldukça talep gören sukkulent bir bitkidir. Kalanşonun kırmızı, turuncu, pembe, sarı, beyaz ve mor gibi farklı renklerde çeşitleri mevcuttur. Sukkulent olması sebebiyle suya olan ihtiyacının az oluşu, aynı zamanda diğer sukkulent bitkilerin aksine gösterişli çiçeklere sahip olması nedeniyle de, çok fazla talep edilen bir bitki türü haline gelmiştir.”

“Kalanşo” Bitkisi İçin İlk Orijinal Islah Çalışması BATEM’de Yürütülüyor

Anavatanı Madagaskar olmasına rağmen Hollanda, Danimarka gibi ülkelerin bu bitkinin ticaretini elinde tuttuğunu belirten Kahraman; Kalanşonun dünyanın en büyük çiçek mezatı olan ve Hollanda’da bulunan Royal FloraHolland’da 2020 yılı iç mekân süs bitkileri satış sıralamasında Phalaenopsis orkidesi, saksılı çiçek aranjmanları ve antoryum çiçeğinden sonra 85 milyon adet satış ve 61 milyon Euro (€) ciro ile dördüncü sırada yer aldığını söyledi.   Dünyada süs bitkileri sektöründe önemli bir yere sahip olan Kalanşo ile ilgili olarak 2018 yılında, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bünyesinde BATEM çatısı altında “Kalanşo (Kalanchoe blossfeldiana) Çeşitlerinin Geliştirilmesi” projesini başlatıklarını kaydeden Kahraman: “Çalışmamız “Kalanşo” bitkisi için yürütülen ilk orijinal ıslah çalışması niteliğini taşımaktadır. Projenin yürütülmesindeki temel amaç yerli kalanşo çeşitlerinin piyasaya kazandırılıp materyalde dışa bağımlılığın azaltılarak süs bitkileri sektörüne katkı sunulmasıdır. Proje kapsamında 22 adet ümitvar birey belirlenmiş olup, ticari şahit eşliğinde bir performans denemesi kurulmuştur. Bu kapsamda 2025 yılı içerisinde çeşit adaylarının belirlenmesi planlanmaktadır” dedi. 

Dünyada Her Yıl On Milyonlarca Adet Sardunya Üretilip Satılıyor

Ege Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden mezun olduktan sonra bir süre özel sektörde çalışan Ziraat Yüksek Mühendisi Ercan Sallahoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı bursluluk programıyla gittiği İngiltere’de yüksek lisans eğitimi tamamladı. Eğitiminin ardından 2021 yılında atandığı Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde “Süs Bitkileri Yetiştirme ve Islahı” alanındaki çalışmalarına devam eden Sallahoğlu, dünyada olduğu gibi ülkemizde ve kentimizde de önemli dış mekan süs bitkilerinden olan Sardunya (Pelargonium sp.) çeşitleri geliştirme projesini yürütüyor.

Yaklaşık üç yüz türü bulunan, çok yıllık, çalı ve sukulent formlarıyla zengin görünüm çeşitliliğine sahip olan Sardunyanın, evlerin yanı sıra park ve bahçelerde de yaygınca tercih edilen hem iç hem de dış mekân süs bitkisi olduğunu belirten Sallahoğlu, Dünyada her yıl on milyonlarca adet sardunya üretiminin ve ticaretinin yapıldığını söyledi.

Islah Çalışmalarının Sonunda Ülkemiz Süs Bitkileri Sektörüne İlk Yerli Sardunya Çeşitleri Kazandırılacak

Her yıl Dünya çapında çok sayıda çeşidin piyasaya sürülmesine karşın henüz ülkemiz adına kayıtlı  yerli sardunya çeşidinin bulunmadığına dikkat çeken Sallahoğlu şöyle devam etti: “Pazar talebini karşılamak için önemli miktarda üretim materyali yurt dışından ithal edilmektedir. Sardunya üreticileriyle yapılan anket çalışması sayesinde, dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması adına kompakt yapıda, iyi gelişim ve çiçeklenme gösteren yerli sardunya çeşitlerine ihtiyaç duyulduğu anlaşılmıştır.  Proje ile klasik melezleme ve seleksiyon metodu kullanılarak özel sektörün talep ettiği nitelikte yerli sardunya çeşitlerinin ülke tarımsal ekonomisine kazandırılması ve üretim materyalinde dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sunulması amaçlanmıştır.”

Proje kapsamında şu ana kadar morfolojik gözlemlerin, polen canlılık testlerinin, fungal hastalık tanısı ve testleme çalışmalarının tamamlanarak iki yıllık melezleme çalışmalarının gerçekleştiğini belirten Sallahoğlu; “Projenin gelecek dönem çalışmalarında, melez bitkilerde ümit var çeşit adayı sardunyaların seleksiyonu yapılacaktır. Çeşit adayı bireylerde süs bitkisi performans denemelerinin tamamlanmasının ardından ülkemizin ilk yerli sardunya ticari çeşitlerinin süs bitkileri sektörüne kazandırılması hedeflenmektedir” dedi.

BATEM’de sabırla sürdürülen çalışmalar neticesinde yetişen ve sektörün heyecanla beklediği çeşitlerin süreçlerinin detaylarını dinlemek hepimiz için gerçekten heyecan vericiydi. Seraları gezdiğinizde ve araştırma süreçlerine verilen emekler sonunda ortaya çıkan ürünleri yerinde gördüğünüzle; ülkenizle, araştırmacılarınızla gurur duyuyorsunuz. 

Onca yoğunlukları arasında bizlere vakit ayırıp proje detaylarını büyük bir samimiyetle bizlerle paylaşan BATEM araştırmacıları: Ziraat Mühendisi Ayşe Serpil Kaya, Dr. Uğur Kahraman ve Ziraat Yüksek Mühendisi Ercan Sallahoğlu’na çok teşekkür ediyoruz. Gezimiz sırasında bizlere eşlik eden Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Leyla Ataman Koyuncuoğlu’na da ayrıca teşekkür ediyoruz.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir