Ali Çandır’dan Tarım Bakanı Fakıbaba’ya DİDİ Çağrısı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevine yeni atanan Ahmet Eşref Fakıbaba’yı tebrik eden Antalya Ticaret Borası Başkanı Ali Çandır, “Antalya için bakanımız iki defa daha önemlidir. Bunlardan ilki bakanlığa devri gerçekleşen EXPO alanıyla ilgili tasarrufudur. Çünkü uluslararası A kategori EXPO sergi alanının Antalya’ya yakışır ve değer katıcı nitelikte geleceği hepimizin ortak kaygısıdır. Diğer önemli konu ise sektörümüzün haksız ve mesnetsiz ithamlarla itibarsızlaştırmaya çalışılmasıdır. Sayın Bakanımızdan bu konudaki en önemli beklentimiz ise kamu otoritesi olarak devletin yetkin bir düzenleme, izleme, denetleme ve iyileştirme (DİDİ) politikasını hayata geçirmesidir. Daha öncede ifade ettiğim gibi tarımda seferberlik ilan edilmelidir” dedi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Temmuz ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan başkanlığında yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışması hakkında üyelere bilgi verilirken, ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ekonomiye ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Rakamlara İyi Bakmalı

2017 yılı başında ‘2 milyon artı istihdam seferberliği’ adı altında tarihin en büyük ‘Milli İstihdam Seferberliği’ni başlattıklarını anımsatan ATB Başkanı Çandır, TÜİK rakamlarına göre yılın ilk dört ayında yaratılan toplam yeni istihdamın 1 milyon 488 bin kişi olduğunu belirtti. Çandır, “İlk bakışta iki milyonluk yeni istihdam hedefine yaklaşıldığı söylenilebilir. Ancak unutulmaması gerekir ki bu seferberliğin net etkisini görmek için geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki yeni istihdam artışına bakıp aradaki farkı değerlendirmeliyiz. Nitekim 2016 yılı ilk dört ayında toplam 1.190.000 kişi yeni istihdam olarak çalışma hayatına katılmıştır. Aradaki fark olan 298.000 kişi ‘Milli İstihdam Seferberliği’nin net etkisidir” diye konuştu.

Ekonomide İnşaat Etkisi

İstihdam seferberliği etkisine tarım, sanayi, inşaat ve hizmet sektörlerinin katkılarına bakıldığında en büyük katkıyı yüzde 48’lik oranla inşaat sektörünün sağladığını belirten Çandır, şunları söyledi:

“Tarım ve hizmet sektörleri ise yüzde 20’lik oranla ikinci sırada katkı sağlamıştır. Sanayi sektörü ise yüzde 12’lik oranla en düşük katkıyı sağlamıştır. Toplam istihdamın yüzde 19’unu oluşturan tarım sektörü, toplam istihdamın yüzde 54’ünü oluşturan hizmet sektörü ile “Milli İstihdam Seferberliği”ne aynı oranda katkı sağlamıştır. Reel ekonominin temeli diye anlatılan sanayi sektörü ise yüzde 12’lik bir katkı sağlamıştır. Buradan anlaşılmaktadır ki, hala ekonomimiz hızlandırıcı olarak inşaatın etkisi altındadır. Reel ekonominin sürdürülebilirliği bakımından inşaatı bu kadar görünür yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bu sektör reel ekonomiye belirli süreli etkiler yapma özelliğine sahiptir. Yeni kabineden ekonomik büyümeye dair en büyük beklentimiz, bu ayırıcı özelliği dikkate alan bir anlayışla sürdürülebilir büyümeyi sağlayıcı politikaları önceliklendirmesidir.”

Ali Çandır

Riskler İyi Değerlendirilmeli

Ticari hayatın çarklarının şirketler üzerinden işlediğini söyleyen ATB Başkanı Ali Çandır, dönemsel olarak kurulan kapanan şirketlerdeki eğilimlerin bu çarkların işleyişindeki sağlıklı gidişatın da göstergesi olduğunu kaydetti. Dönemsel olarak kurulan şirket sayılarında belirli artışlara karşılık, kapanan şirket sayılarında azalış eğiliminin yaşanmasının ideal olduğunu belirten Çandır, açılan kapanan “Geçtiğimiz yıllarda bu durumu teyit eden pek çok dönemi birlikte yaşadık ve sizlerle paylaştık. Ancak son 2 ayda benzeri daha önce hiç görülmemiş şekilde tersine bir eğilim içerisinde bulunmaktayız. Haziran ayı itibariyle kurulan şirket sayısı Mayıs ayına göre yüzde 3.35 azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 28.28 artmıştır. Yılın ilk yarısında ise kurulan şirket sayısı yüzde 1.31 azalmış ve kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 43.54 artmıştır. Yani hem son iki ayda, hem de yılın ilk yarısındaki gerçekleşmeler ticari hayatımızın öncü göstergeleri bakımından bir risk oluşturmaktadır. Umuyorum ki politika yapıcılarımız ve karar vericilerimiz bizim bu yaptığımız tespiti bizden önce yapmış ve geleceğe ait tedbirleri almışlardır. Aksi halde ekonomimizin büyük bir olumsuzlukla karşı karşıya kalmasından endişe ediyoruz” diye konuştu.

Çek Ödemelerinde Hassas Davranıldı

Konuşmasında çek senet işlemlerindeki eğilimlerin önemine dikkat çeken Çandır, Antalya’daki protesto edilen senet ve karşılıksız çek rakamlarını değerlendirdi. İlk altı ayda protesto edilen senet adedinin geçen yılın ilk altı ayına göre yüzde 8, tutar bazında ise yüzde 42’lik bir azalış gösterdiğini kaydeden Çandır, şöyle konuştu:

“Tutardaki bu yüksek düşüş, geçen yılın aynı dönemine göre büyük tutarlı senetlerin ödenme oranının arttığını göstermektedir. Haziran ayında ise Mayıs’a göre protestolu senet adedinde yüzde 27, tutarda ise yüzde 1’lik bir artış yaşanmıştır. Yani nispi olarak küçük tutarlı senetler büyük tutarlılara göre daha fazla protesto edilmiştir. Karşılıksız çek rakamlarına baktığımızda ise geçtiğimiz yılın ilk altı ayına göre adette ve tutarda benzer düzeyde ciddi bir düşüş olduğu görülmektedir. Adet olarak; yüzde 41, tutarda ise yüzde 46 oranında azalışlar gerçekleşmiştir. Protestolu senet oranlarına göre karşılıksız çek oranlarında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Çek ödemelerinde daha hassas davranmıştır.”

Yaş Meyve İhracat Performansı Toplama Göre Geriledi

İhracatın bu yılın ilk yarısında geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 21 artış gösterdiğini bildiren Çandır, “İhracatımızın sektörümüz açısından önemli bir kalemi olan yaş meyve sebze bölümünde ise yüzde 26’lık artış yaşanmıştır. İlk bakışta iyi bir performans olarak algılansa da ihracattaki en iyi yılımız olan 2013’e göre toplam ihracatta 2 ve yaş meyve sebzede ise 15 düzeyinde bir kayıpla karşı karşıyayız” dedi. İhracatın iyi olduğu 2013 yılında yaş meyve sebzenin toplam ihracattaki payının yüzde 38 olduğuna dikkat çeken Çandır, bu yılın ilk altı ayında yaş meyve sebze sektörünün payının yüzde 33’e gerilediğini kaydetti. Çandır, “Her iki göstergeye göre de yaş meyve sebze ihracat performansımız, toplam ihracattakinden geriye düşmüş durumdadır” diye konuştu.

Yeni Bakana DİDİ Çağrısı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevine yeni atanan Ahmet Eşref Fakıbaba’yı tebrik eden ATB Başkanı Ali Çandır, “Antalya için bakanımız iki defa daha önemlidir. Bunlardan ilki bakanlığa devri gerçekleşen EXPO alanıyla ilgili tasarrufudur. Çünkü uluslararası A kategori EXPO sergi alanının Antalya’ya yakışır ve değer katıcı nitelikte geleceği hepimizin ortak kaygısıdır. Bu konuda kentin yerel inisiyatifinin dikkate alındığı bir çözüme ihtiyacımız bulunmaktadır. Diğer önemli konu ise sektörümüzün haksız ve mesnetsiz ithamlarla itibarsızlaştırmaya çalışılmasıdır. Tarım, bürokrasiden, akademisyenlere, köşe yazarlarından, yorumculara kadar geniş bir kesim tarafından günah keçisi olarak ilan edilmektedir. Acilen söylem ve eylemlerimizle bu itibarsızlaştırma ikliminden tarımı kurtarmaya yoğunlaşmalıyız. Sayın Bakanımızdan bu konudaki en önemli beklentimiz ise kamu otoritesi olarak devletin yetkin bir düzenleme, izleme, denetleme ve iyileştirme (DİDİ) politikasını hayata geçirmesidir. Daha öncede ifade ettiğim gibi tarımda seferberlik ilan edilmelidir” diye konuştu.

Buğday Fiyatının Geç Açıklanması Zarar Ettirdi

Borsa’nın çalışmalarına yön veren komitelerin Temmuz ayında da yoğun bir gündemle toplandığını belirten Başkan Çandır, üyelerin hasat döneminde olan buğdayın verimi ve fiyatları, yaklaşmakta olan kurban bayramı öncesi hayvancılık ve kırmızı et ticareti, 1 Ağustos’tan itibaren geçerli olacak olan çiğ süt fiyatlarına yapılan 9 Kuruş’luk zam ve Hazine taşınmazlarının tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkilerine yönelik kiraya verilmesi hakkında değerlendirmelerde bulunduklarını kaydetti. Antalya’nın buğday rekoltesinin geçen yıla oranla, ilkbahar yağışlarının da etkisiyle yaklaşık yüzde 20 oranında daha iyi durumda olduğunu söyleyen Çandır, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) buğday alım fiyatlarını geç açıklanmasına tepki gösterdi. Çandır, şunları söyledi:

“TMO’nun buğday alım fiyatlarını geç açıklaması gerek üreticimizi gerekse tüccarımızı zor durumda bırakmaktadır. Buğdayda gümrük vergisinin hasat döneminde yüzde 130’dan yüzde 45’e düşürülmesi ise kilogram fiyatında 20 Kuruş’a kadar gerilemeye neden olmuştur. Fiyatların geç açıklanmasını geçtiğimiz yıllarda defalarca ilgili kurumlara yazılı olarak iletsek de, bu konudaki yanlış uygulama halen devam etmektedir. Gümrük vergileri konusunda yapılan düzenleme ise üretici ve tüccarın bir yıllık emeğini zayi etmiştir” .

Et İthalatı Fiyatı Geçici Olarak Yükseltmez

Son dönemde yapılan canlı hayvan ve et ithalatının ancak et fiyatlarının yükselmesinin geçici olarak engellediğini ifade eden Çandır, “Sorunun temelden çözümü içinse süt fiyatının artırılması, girdi maliyetlerinin ise aşağı çekilmesi gerekmektedir. Nitekim çiğ süt fiyatına yarından itibaren uygulanacak 0.09 TL’lik zam üreticiyi, dolayısıyla ticaret erbabını da mutlu etmemektedir” dedi.

İthalat Tepkisi

Ali Çandır, hafta sonu ilan edilen bakanlar kurulu kararı ile 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinç ithal edilebilme yetkisi Toprak Mahsulleri Ofisi’ne, 75 bin ton kırmızı et, 500 bin büyükbaş ve 475 bin ise küçükbaş hayvan ithal etme yetkisi ise Et ve Süt Kurumu’na verildiğini belirterek, Bu karar ‘Tarım’da Seferberlik’ önerimizin haklılığını teyit eder niteliktedir” dedi.

Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ile Süs Bitkileri sektörlerinde faaliyet gösteren üyelerin talebi üzerine Hazine arazilerine kolay ulaşmaları için çalıştıklarını anlatan Çandır, bu çerçevede Hazine arazileri üzerine yatırım yapmayı düşünen üyelerden talep topladıklarını, sektörün ihtiyacı doğrultusunda en kısa zamanda gerekli girişimlerde bulunacaklarını bildirdi.

Yörex’e Davet

Ali Çandır, konuşmasına 13-17 Eylül’de düzenlenecek Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’le ilgili de yer verdi. Çandır, yöresel ve geleneksel ürünlerimizin yok olmasını engellemek ve üretimini teşvik etmek, ürünlerle birlikte kültürlerimizi tanımak ve tanıtmak, üreticilerimizin daha fazla gelir elde etmelerini sağlamak, tüketicilere gerçek ve yüksek kalitede ürünler sunmak, coğrafi işaretler konusunda farkındalık yaratmak, ürünlerin hak ettiği değeri bulmasını sağlamak, kırsal kalkınmaya destek olmak, istihdamımızı artırmak ve ekonomimizi güçlendirmek hedefiyle 10 yıl önce Yöresel Ürünler Projesini hayata geçirdiklerini anımsattı. Çandır, projenin en önemli ayağı olan YÖREX’in bu yıl 8’incisini düzenleyeceklerini belirterek, ”YÖREX’in bugünlere gelmesine ve yöresel ürünlerimizin yaygınlaşmasına destek olan başta sizler olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim. Antalyalıları ve misafirlerimizi fuarımıza bekliyoruz” dedi.

 

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir